Ev genci işsizler ve mutsuzlar olarak hayatımızın çok kötü olduğunu biliyoruz ve her sabah güne ve hayata nerdeyse küfrederek başlamamıza sebep olan şeyin ne olduğunu sorguluyoruz.
Farkındayız, bu halimizin tamamının hatta yarısının bile bizden kaynaklanmadığını biliyoruz.
Biliyor ve anlıyoruz, hain ve ahlaksız siyasetçilerden sonra ülkemizin şu halde olmasının en büyük ikinci sebebi ebeveynlerimiz. Çünkü bu hain ve ahlaksız siyasetçileri de onlar seçti, seçmedilerse de oy vermedilerse de bile apolitik olup, sessiz kalıp, karşı çıkmayıp görmezden gelip, toplumdaki ve siyasetteki yozlaşmaya gene bizim ebeveynlerimiz ses çıkarmadı ve kendilerini geliştirmediler ve daha farklı siyaset üretecek dürüst siyasetçileri de görmezden geldiler..
Sonuç olarak, Türkiye hem muhalefeti hem iktidarı ile son derece düşük bir toplumsal ahlaka sahip. Bu yüzden umutsuzluğumuz çok fazla. Baksanıza 23 yılın sonunda geldiğimiz noktada ülkemizi kurtaracağı iddia edilen kişi, gene bir Doğu Karadenizli, bu sefer müteahhit ve eğitim seviyesi olarak da özel Kıbrıs üniversitesinden İstanbul Üniversitesine geçişinin şaibeli olduğu söyleniyor.
Bu anlamda bakınca ülkemizde siyasetçi seçimi konusunda çok da seçiçi ve idealist olmadığımız ortaya çıkıyor. Oysa ülkede 90 tane siyasi parti var ve binlerce siyasetçi var, 20 yıldır da internet çağında yaşıyoruz ve günde sadece 1 saatimizi bile siyaset ve partiler konusuna ayırsak çok fazla şey bulabilir ve öne çıkarabiliriz.
Özetle, gençler ve orta yaş ev genci olarak bizlerin şu halde olmasının en büyük sebebi anne ve babalarımızın cehaleti ve yanlış seçimleri.
Bu yüzden kendimizi ailemize yük hissetmekten vazgeçmeli ve bu yolculuğa onlarla, onların yüzünden devam etmeliyiz. Kendimize de onlara da kızacağımız bir şey kalmadı hayatta. Artık sadece olanı kabullenip hayatımıza kaldığımız yerden devam etmeliyiz.

0 Yorumlar
Yorumlarınızı Bekliyoruz