6/recent/ticker-posts

Sakın Unutma!

Ev Genci Manifestosu

Aşağıdaki metin taslaktır. Zamanla sizlerin katkısı ile değiştirilip geliştirilecektir. Yorumlarda sizlerde istediğiniz fikirleri yazıp katkıda bulunabilirisiniz.

"Ev Genci" yani işsiz ve ailesi ile yaşayan insanlar olarak beklentilerimiz çok değil aslında...

  • Sadece sevdiğimiz ve insanlara ve doğaya zarar olmayan işlerde günde en fazla 8 saat haftada 5 gün çalışmaya inanıyoruz. Haftada 5 günden fazla çalışılmaz. Memur işçi çalışma şartlarının eşitliğine inanıyoruz.
  • İşsiz olduğumuz dönemlerde ise tükettiğimiz şeylerden alın vergilerle ve teşvik gören sermayecilerin verdikleri vergilerle karşılanmak üzere, her ay asgari ücretin yarısını veya 3'te birini istiyoruz. Bu anayasamızdaki sosyal devletin bir zorunluluğu olmalıdır.
  • Barınmanın en temel yaşam ihtiyacı olduğunu düşünüyor ve kiralarının maksimum fiyatının devlet tarafından belirlenmesi gerektiğine inanıyor ve şehirde ve kırsalda  1+1 ev inşaatlarının devlet tarafından desteklenmesi gerektiğine inanıyoruz. Devlet tarafından karşılanan işsizlik maaşı ile ev fatura ve temel gıda harcamasına yeterli olması gerektiğine inanıyoruz.
  • Anne ve babalarımızdan ve kardeşlerimizden evlilik, iş bulma konusunda bir baskı görmek istemiyoruz.
  • Bir şeyleri kaçırdığımızı düşünmüyoruz ve hiç kimseye özellikle yakın çevreye kanıtlayacağımız hiç bir şeyin de olduğunu düşünmüyoruz. Hayatın çok kısa, başkaları için yaşanmayacak kadar kendimize özel olduğunu biliyoruz.
  • Ailenin en güzel anlarının çocukların yetişkin olmaya başladığı 20 ile 40 arası olduğunu ve bu yaşlar arasında en güzel zamanların yine evde hep birlikte aynı evde sohbet edip geçirilecek zamanlarla mümkün olduğunu düşünüyoruz. 20 yaşlarda evlenmek ve ayrı evde yaşamak zorunluluk değil.
  • Aile içi paylaşım ve dayanışmayı sağlamanın en güzel yolunun, kesintisiz olarak ailenin tüm bireyleri veya büyük kısmı ile evde geçirilecek zamanla mümkün olduğuna inanıyoruz.
  • İnsanların sevmediği ve az ücret ve çok mesai ile sömürüsü olan bir işte çalışması yerine, evde oturmasının onun ruh ve beden sağlığı ve geleceği için en iyi yol olduğuna inanıyoruz.
  • Hayatın çok zorlamaları kaldırmadığı ve zorlamalarla planlanan bir özel hayat veya iş yaşamının sonunun hüsran olacağını biliyoruz ve çevremizden görüyoruz.
  • Özgürlüğe, eşitliğe ve dayanışmaya inanıyoruz. Kimseyi özel tercihleri üzerinden yargılamamayı destur kabul ediyor, insanları kamusal alana olan zararları ile yargılamayı doğru kabul ediyoruz. Yasaların halk lehine olması gerektiğini düşünüyoruz.
  • Çevreye ve insan dışı canlılara da özenli davranmayı ve kaynakları yok etmeden kullanmayı ve geri dönüşümü zorunlu görüyoruz.
  • Tüketim toplumuna inanmıyor, teknolojik araçlar, araba merakı, moda merakı ve trend olan her şeyi baştan reddediyoruz ve görgüsüzlük ve aç gözlülük olarak algılıyoruz. En hızlı en büyük en pahalı en kaliteli gibi şeyler peşinde koşmanın görgüsüzlük,, aç gözlülük ve budalalık olduğuna inanıyoruz.
  • En asgari gıda, teknoloji ve giyim vb tüketimin en makul ve mutlu insan için yeterli olduğuna inanıyor ve aksinin insanı saldırgan ve bencil yaptığına düşünüyoruz. İnsan ruhuna, bedenine ve doğaya zarar verecek her aşırılığa karşıyız. 
  • Plastik kullanımı veya fosil yakıt kullanımı gibi son derece zararlı maddelerin hayatımızda en asgariye indirilmesine inanıyor ve bunun için çevremi önce bizim konforumuz sorusunda doğa ve çevreyi seçiyoruz..
  • İnternetin eğlence ve özgürce saçmalama değil, iletişim ve bilgilenme, örgütlenme ve aksiyon alma aracı olduğuna inanıyor kendi fotoğraflarını veya yemek paylaşımını vb şeylerin aptalca ve ilkelce buluyoruz.
  • Her türlü maddi teknoloji ve konfor düşkünlüğünü gereksiz ve aptalca buluyor, bunlarda mutluluk arayan insanların dünyanın baş belası yaratıkları olduğuna inanıyor var olmaması gerektiğine inanıyoruz.
  • Tatil yerlerine gitmeyi görgüsüzlük, aç gözlülük ve doğa ve çevre katliamı olarak görüyoruz.
  • Şehir ve metropol kültürünü yüceltmenin insanın ruhunun ve aklının yok oluşu olarak görüyor minimalist zorunlu şehir yaşamı gerçeklerinin geçerli olduğuna inanıyoruz.
  • Dışarda tüketimin başlı başına bir gelişmemişlik örneği olduğunu ve telafi edilemez bir görgüsüzlük olduğuna inanıyoruz ev ve aile ortamında yemek içmek eğlenmek gerektiğine inanıyoruz.
  • Yemek denen şeyin kompleks uğraşı ve karışımlarla saatlerce yapılıp 5 dakikada tüketilmesi yerine sade ve işlem görmemiş doğal yiyeceklerden 5-10 dakika da yapılan yemeklerin en ideali olduğunu düşünüyoruz.
  • Et yemenin insanı barbarlaştırdığını ve insanın ilk çağlarda yerleşik hayata ve tarıma sahip olmadığı için avlanıp et yemesinin zorunlu olduğuna, ama evrimsel olan yerleşik hayata geçen insanın sadece bitkisel beslenme ile de protein alıp yeterince beslenebileceğini düşünüyor ve tarımda gelişmiş insanlığı artık mantık olarak hayvan bedeni yememesi gerektiğine ve endüstriyel hayvan üretimi olan et süt ya gibi şeyleri tüketmemesi gerektiğine inanıyoruz. 


Yorum Gönder

0 Yorumlar

Motivasyon ve Gerçekler Köşesi

(Loading...)

Gerçek Gelişim