Türkiye'de işsizliğin ve ev gençlerinin en büyük varlık sebebi olan "vahşi kapitalizm" Türkiye'de 80'lerden itibaren hızla büyüyerek son 15 yılda kapitalizmden vahşi kapitalizme dönüştü. 1950'lerden itibaren Adnan Menderes'le başlayan ve Demirel'le kısmen büyüyüp Özal ile artık tam bir kimlik bulan bu ideoloji ülkemizdeki Cumhuriyetçi kuruluş felsefesini tamamen alt üst etti.
Örneğin, çıkarıldığı zamana kadar düşünülmesi bile mümkün olmayan zorunlu askerliğin ilk defa 1987'de bedelli bir şey, yani para ile alınan bir şey olduğu gösterildi halka. Üstelik bunun da terör zamanında ortaya ilk olarak Özal döneminde konduğu gerçeği tam bir vahşi kapitalist amerikan ideolojisinin Türkiye'de nasıl yerleştiğine en büyük örnektir. Böylece zengin çocukları parasını verip askere gitmeyip ölmezken fakir halkın çocukları şehit olacaktı. Veya yine o dönemde başlayan devlet hastanelerinde ameliyatlarda doktorlara bıçak parası adında rüşvet verilmesinin de normalleştirilmesi de bu vahşi kapitalist düzene birer örnektir.
2025'de günümüzde gelinen noktaya baktığımızda bu vahşi ekonomik düzenin tamamen başarıldığını, ev alana vatandaşlık satıldığını ve artık kapitalizmden neoliberalizm de denen vahşi kapitalizme geçildiğini net olarak görüyoruz. Ev almak bir yana artık 4 tekerli hatta 2 tekerli bir araç almak bile lüks halini alıyor toplumun en az %40'ı için. Ve toplumun %70'i yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Temel ihtiyaçların karşılanma şeklinden de bunu görebiliyoruz. Önceleri tavuk eti almak bile zorken artık tavuğun yumurtasını bile almakta çok zorlanan bir %30-40 lık kesim var.
Peki nasıl oldu bu? Neden bu noktaya gelindi?
Bunun olmasının en büyük sebebi siyasilerce seçilen ideolojik pozisyon. Rusya ve komünizme karşı NATO ve ABD merkezli emperyalist kapitalist ideolojiyi merkeze koyan Türkiye siyaset pozisyonunda, büyük bir yalan olarak sağ siyasetin millet değerlerine sadık olduğu söylenirken, emperyalist NATO ve ABD karşı söylemli sol ve sosyal demokratların ülke içinde iç düşman, "dinsiz imansız", milli değerler karşıtı olarak konumlandırılması ve solun karalanması sonucunda oldu her şey. Halkta buna kanarak büyük bir hataya düştü.
Bu durumu gören Ecevit'in solu radikal ve dinsiz imansız milli değer düşmanı göstermemek için sosyal demokrat ideolojiyi DSP ile Türkiye'ye getirdi. 90'lar sonuna kadar temsil ettiği %20'lik sosyal demokratlık 80 lerden itibaren militaristler tarafından da dizginlenince halk için mücadele edecek parti kalmadı. Türkiye de siyasetin merkezinde genelde %70-80 merkez sağ yer aldı. İşin en tuhaf yanı ise ortada gerçek anlamda Cumhuriyetçiliği temsil eden partide kalmadı bu süreçte..
Ecevit'e "Karaoğlan" diyen haklın onun peşinden gitmesi sonucunda, kurucu ideolojinin partisi kendini sol veya sağ olarak tarif etmeyen CHP cumhuriyetçiliğinin de bu şekilde sosyal demokratlığa dönüştürülmesi ile ülkemizde kuruluş felsefesi olan ulusalcı cumhuriyetçi ideoloji de tamamen tasfiye edilmiş oldu. Cumhuriyetçi kurucu ideoloji sadece TSK ve Akademi(Üniversiteler) ve kısmen yargı tarafından temsil edilir oldu.
Geçen bu 60-70 yılda ülkede kurucu ideolojiye daha yakın gözüken %20-30 sosyal demokrat solun karşısındaki %70-80 sağa ve 80 darbesinden sonra askeri de arkasına alan liberal muhafazakar ideoloji olan ÖZALİZM'e yani merkez sağa direnmesi hiç mümkün olmadı. Çünkü ülkede sol ve sağa karşı alternatif olan ERBAKAN tarafından temsil edilen radikal muhafazakar ideoloji olan Milli Görüş ideolojisi darbelerle engelenince ortaya islamcı liberal muhafazakar yeni bir ideoloji çıkt adı AKP OLAN.
Milli görüşten ayrılırken en başında kuruluşunda ekonomik ideoloji olarak ÖZALİZM'i benimseyen AKP hareketi ile Milli Görüşte te siyaseten tasfiye edildi ve sonrasında AKP + MHP ittifakı ile milliyetçi 60 darbesinden itibaren çok yavaş şekilde büyüyen 4. ideoloji olan MİLLİYETÇİLİK/ÜLKÜCÜLÜK ideolojisininde de tasfiyesi gerçekleşti. Yani ülkedeki %70-80 lik tüm sağ siyaset siyaset koyu amerikancı/natocu ideoloji olan ÖZALİZM tarafından tamamen ele geçirildi. Böylece vahşi kapitalist çember tamamlanmış oldu. NATO'nun emperyalist ideolojisi tarafından dayatılan vahşi kapitalizm Türkiye'de ana siyaset akımı oldu.
Bu dengesiz iç siyaset durumu sonucunda ülkemiz tamamen azınlık merkez sağ bir kesimin politikaları ile şekillenir oldu. Sahiller bile halkın elinden alındı bırakınız madenleri.
Sonuç olarak, Türkiye'de şu an solun karalanan ve Natocu devlet ile sistematik baskı ile yok edilmeye çalışılan imajını düzeltmek ve solu tekrar iktidar yapmak için 2000'lerin başında Kemal Derviş'le ülkemize getirilen ve KILIÇDAROĞLU ile epey kurumsallaşan, sosyal demokratlığı da yok edip dönüştüren sol liberal sentez ideolojisi ile CHP Yeni CHP olarak dizayn edildi ve şu an Özgür ÖZEL ve İMAMOĞLU ile yeniden merkez sağa karşı atağa geçilmiş durumda.
Merkez sağdan iktidarı almaya çalışan bu yeni ideolojinin bir çok kusuru var ve bildiimiz gerçek soldan çok fazla ödün vermek üzerine kurulu bir ideoloji. Ulusal kimlik anlayışının pek olmadığını oy için terörizm yanlısı kürtçü partilere verdikleri destekten görebiliyoruz. Toplumculuk ve eşitlikçilik anlayışının da olmadığını da yine belediye konserlerinde sanatçılara verilen milyonlardan veya fahiş toplu ulaşım fiyatlarından görebiliyoruz.
Özetle, Türkiye'de vahşi kapitalizme teslimken bundan kurtulmak için ise sol liberalizm ideolojili bu Yeni CHP'ye beslenen büyük bir umut var. Eğer iktidarı alıp vahşi kapitalizmi ortadan kaldırılabilseler bile epey bir kapitalist bir Türkiye olacak gelecekte. Çünkü sol liberalizm adından da anlaşılacağı gibi vahşi kapitalizmle uyumlanmış bir ideolojidir ve sol liberal siyasetçiler de sözde halkçı birer kukladır.
Dipnotlar : *Türkiye'deki ilk bedelli askerlik uygulaması 1987 yılında Turgut Özal döneminde çıkarıldı. Toplam 18 bin 433 kişi faydalanarak bedelli askerlik yaptı. 1992 yılında ikinci kez bedelli çıkarıldı ve 35 bin 111 kişi faydalanarak bedelli askerlik yaptı.
.png)
.png)
0 Yorumlar
Yorumlarınızı Bekliyoruz