Bizlere; çalışmayan ev genci denilen yani ailesi ile yaşayan işsizlere toplumda uzaylı gibi bakıldığını hissettiğiniz çok olmuştur muhtemelen.
Dikkat edin, toplumda öyle büyük bir kötü durum ve çözülmüşlük var ki, insanlar mevcut bu çözülmüşlük ve bozulmaya uyumlu olmanın da büyük bir beceri olduğu havası da var. Yani bu bozuk düzende her şeye eyvallah edip onların topluma karışmak başarı sayılıyor.
Bu bozuk düzene uyumlu olmanın birinci şartı ise, düzenli bir iş sahibi olmak veya kazanan işletme sahibi olmak olarak görülüyor. Bir işletmesi ve işi olmayanlar ise, çok yadırganıyor ve küçük görülüyor.
Oysa hepimiz bu bozuk düzene uyumlu olmamanın da, bir iş veya işletme sahibi olmamanın da aslında çok değerli bir şey olduğunu anlayabilmeliydik. Ve her aileden bazılarının bu bozuk düzeni protesto ederek, bu bozuk düzenle mücadele ederek bilerek isteyerek çalışmayıp işsiz olmasını da normal sayıp savunabiliyor olmalıydık.
Ama görünen o ki, insanlar hem muhalif gibi görünüp hem de bu düzene uyumlanmayı başarı sayıyorlar. Bunu anlamanın en basit yöntemi, örneğin toplum pahalılığa verdiği tepkiden görebilirsiniz. İnsanlarımız keyfi enflasyona karşı bir boykot yapmayı bile başaramıyorlar.
Bir kafede kahvenin fiyatının 2-3 yıl içinde 20 tl den 150 tl ye çıkarılmasının ekonomik kriz kaynaklı enflasyondan da değil, çok başka tür bir kötü yolsuz bir anlayışla ilgili olduğuna bile karar veremiyor ve harekete geçemiyoruz.
Bunu bilemeyip bunu protesto edip dışarda kahve içmemeyi bile başaramamak da zaten aslında bireyler olarak aslında son derece sıkıntılı insanlar olduğumuzu gösterir. Bu basit boykot eylemini bile yapamayan insanların, bir "ev genci" nin asgari ücreti protesto da ederek bir işe girmeyip evde oturmasını anlamasını beklememeliyiz.
Bu anlamda şu an da ev genci işsizler olarak bizler sadece birer işsiz insan değil, aslında toplumun erdemli ve doğru tarafında yer alan insanlar olduğumuzu ve bir bozulmuşluğa karşı iş seçimlerinde de bir duruş içinde olduğumuzu bilmeliyiz. Çalışmamazın bir sebebi de budur hatta en büyük sebeplerinden biri budur; düşük ücretlerle sömürülme ve yüksek çalışma saatlerine tepki olarak.
Bu yüzden işsizler olarak kendimize bakışımızı düzeltmeli, kendimizi bir işsiz birey olarak değil, toplumda doğru ve iyi olan değerler için mücadele veren, olması gereken erdemleri savunan muhalif bireyler olarak görmeliyiz. Bu muhaliflik de sadece iktidara muhaliflik değil, toplumda ki bozulmaya karşı sebep olan herkese muhalefe de anlamında olmalıdır.
Bizler toplumdaki bozulmanın işleyen zincirini kıran insanlarız. Buna inanın!
0 Yorumlar